
Eroini saymazsak mutluluğun doruk noktası meşhur olma duygusuymuş. Yani herkes tarafından sevilmek. Gerçekten de öyle. Çünkü en iyisinden en kötüsüne ve en salağından zekisine kadar kadar herkes fark edilmek istiyor. Ve sizi ne kadar çok insan fark ederse o kadar çok mutlu oluyorsunuz. Ama burada ciddi bir arıza var. Çünkü bu fark edilme isteği çoğu zaman arzu edilenin tam tersi sonuçlar doğuruyor.
Bunun en güzel örneğini çocuklarda görmek mümkündür. Daha doğrusu insanların zamanla geliştirdikleri ve sosyal yaşam içinde değiştirdikleri doğal davranışların en temel örneklerini çocuklarda ve maymunlarda gözlemlemek mümkün. Mesela sevilme peşinde olan bir çocuk saçma sapan şeyler yapar. Özellikle de kalabalık içinde olmayacak atraksiyonlara girişebilir. Ama tabii ki çocuk olduğu için biz bunları anlayışla karşılarız ve "Aman da ne şeker şeymiş" Falan gibi şeyler deriz. Halbusu kendini bilmez şımarık piçin tekidir. Ama çocuktur. Buraya kadar bir yanlış yok tabii. Bunlar gayet doğal. Asıl arıza vücudu büyüyen ve yaşlanan, fakat düşünsel ve zeka olarak hiç gelişmemiş insanlarda ortaya çıkıyor.
Bunun en güzel örneğini çocuklarda görmek mümkündür. Daha doğrusu insanların zamanla geliştirdikleri ve sosyal yaşam içinde değiştirdikleri doğal davranışların en temel örneklerini çocuklarda ve maymunlarda gözlemlemek mümkün. Mesela sevilme peşinde olan bir çocuk saçma sapan şeyler yapar. Özellikle de kalabalık içinde olmayacak atraksiyonlara girişebilir. Ama tabii ki çocuk olduğu için biz bunları anlayışla karşılarız ve "Aman da ne şeker şeymiş" Falan gibi şeyler deriz. Halbusu kendini bilmez şımarık piçin tekidir. Ama çocuktur. Buraya kadar bir yanlış yok tabii. Bunlar gayet doğal. Asıl arıza vücudu büyüyen ve yaşlanan, fakat düşünsel ve zeka olarak hiç gelişmemiş insanlarda ortaya çıkıyor.